Genç Okur Dergisi, Kur’an-ı Kerim Eğitimi Özel Sayısı’nda Gençlik Kulüpleri Sorumlumuz Bayram Analay ile yaz kursları üzerine bir röportaj yaptı.
***
Okulların tatil olmasıyla öğrenciler Kur’an-ı Kerim eğitimi almak için yaz kurslarına başvuruyorlar. Siz de GENÇKON olarak Türkiye’nin birçok noktasında yaz kursu gerçekleştiriyorsunuz. Her sene binlerce öğrenciye Kur’an-ı Kerim öğretiyorsunuz. Öncelikle, bu kursları ne zamandan beri yapıyorsunuz?
Başlarken şu önemli konuyu belirtmekte yarar var. Yaz kursu ve benzeri hizmetleri GENÇ-KON ve federasyonların bünyesindeki kulüp ve dernekler yapıyor. GENÇKON ise rehberlik ve yönlendirme ile kaliteli bir eğitimin kaynağı oluyor. Yaz kurslarımız, ilk gençlik kulübünün açıldığı 2007 yılından beri devam eden, her geçen gün bir adım daha gelişen bir hizmet. Yaz aylarında cami, vakıf ve derneklerde gençlerin zamanını hayırlı işler ile dolduran bu faydalı hizmet bizde ilk olarak İstanbul’da küçük adımlarla başladı. Akabinde bu ve benzeri çalışmalar kulüplerin sayısının artması ile bir federasyona dönüştü. Zamanla da Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu, Türkiye genelinde birçok kulüp ve derneğin çatısı halini aldı. Bugün yaz kursu, hafta sonu kursu vb. bütün eğitim hizmetlerimiz bu çatı altında binlerce çocuk ve gence ulaşıyor.
Bu kurslar nerelerde yapılıyor?
Yaz kurslarımız genel olarak müftülüklerin de desteği ile gençlik kulüpleri, kız gençlik kulüpleri, İkbal Kursları, öğrenci yurtları ve çözüm ortağı derneklerde yapılıyor. Bu noktaların sayısı 2,000’in üzerinde.
Yaz kurslarında kaç öğrenciye ulaşıyorsunuz?
Yaz kurslarında genel olarak ulaştığımız öğrenci sayısı zamana bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Mesela Ramazan Bayramı’nın böldüğü yaz kurslarında iki ayrı yaz kursu yaptığımız oldu. Yine ramazan aylarına denk gelen yaz kurslarımız oldu. Bu tür durumlar yaz kurslarına devam eden öğrenci sayısını etkileyen sebeplerden. Genel sayımıza baktığımızda geçen yıl 40,000’e yakın bir sayıya ulaştık. Bu yıl ise 50,000 öğrenci ile buluşmayı hedefliyoruz.
Bu kurslara hangi yaş aralığındaki öğrenciler katılabiliyor?
Yaz kurslarına genel olarak 8-14 yaş arası öğrenciler katılıyor. Ama bu öğrenciler de 8-11 ve 11-14 olarak iki gruba ayrılıyor. Bu, akran eğitimi ve yaş seviyesine göre eğitimin de bir gereği.
Liseli gençler bu kurslara katılabiliyor mu?
Liseli gençler için her ilde doğrudan kurs olmuyor. Ancak burada şöyle bir yöntem izleniyor:Yaz kursuna liseli gençlerin talebi olursa onlara yönelik kurs açılıyor ve bu kursun içeriği onlara göre oluyor. Ayrıca bilgi yeterliliği olan gençler kurslarımızda yardımcı eğitmen olarak görev yapabiliyor. Özellikle imam hatip lisesinde okuyup gönüllü hizmet eden çok gencimiz var. Bu gençlerimizin bir kısmı gençlik kulüplerimizde yetiştiği için özellikle sosyal faaliyetlerde de katkıları çok büyük oluyor.
Bu kurslarda Kur’an-ı Kerim eğitimi nasıl veriliyor?
Kur’an-ı Kerim eğitimi yaz kurslarının merkezini oluşturuyor. Bu ana hedefin alt başlıkları da öğrencinin bilgi seviyesine göre değişiyor. Bilmeyenlerin Kur’an’ı öğrenmesi, bilenlerin geliştirmesi ve tecvid öğrenmeleri, kıraat öğrenmeleri, ezberlerini artırmaları sağlanıyor. Bu eğitimler, alanında yeterliliği bulunan gönüllü kişiler tarafından veriliyor.
Öğrenciler Kur’an-ı Kerim derslerinden başka hangi dersleri görüyorlar?
Kur’an-ı Kerim dışında öncelikli olarak itikat, ibadet, siyer ve güzel ahlâk dersleri görüyorlar. Yaz kursları öğrenciler için iyiliğe ve iyilerle beraber olmaya açılan kapı aslında. Kursa gelen öğrenciler ister istemez ortamdan etkilenerek, eğitmenlerin güzel davranışlarından veya arkadaşlarından etkilenerek bir şekilde iyiliğe yöneliyorlar. Asıl derdimiz bu aslında. Yaz kursları, verilen teorik eğitimin yanı sıra ahlâki güzelleşmeye kapı aralayan bir hizmet.
Kursun içeriğini nasıl belirliyorsunuz? Yıldan yıla değişiklikler oluyor mu?
Kursun müfredatı uzman kişilerin istişareleri ile ortaya çıkıyor. Bu istişareler âlimlerin de kontrolünden geçerek sahaya yayılıyor. Her yıl değişiklik söz konusu değil, zaten bu bir geleneğin devamı. Ancak ihtiyaca binaen içeriği zenginleştirmek ve öğrencilerin kurslara severek gelmesini, eğitmenin de daha faydalı olmasını sağlamak amacıyla revizeler oluyor.
Bu eğitimlerin dışında sosyal ve sportif faaliyetler de yapıyor musunuz?
Sosyal ve sportif faaliyetler bu işin temel taşlarından biri. Zaten yaz kursunun dört temeli var:Kur’an-ı Kerim eğitimi, ilmihal-itikat eğitimi, siyer-güzel ahlâk ve sosyal faaliyet. Burada tamamlayıcı unsur faaliyetler. Sosyal faaliyetler ile öğrenciler severek ve isteyerek kursa devam ettiği gibi aynı zamanda tatil de yapmış oluyorlar. Velilerin ve öğrencilerin önemli bir tercih sebebidir bu yüzden. Burada sosyal faaliyetlerimizin de bir amacı var aslında. Sosyal faaliyet dediğimiz şey öğrenci için eğlencedir. Bizim için ise fırsat eğitimi. Örneğin bir yarışmada öğrencilere kazanma hırsının değil kardeşliğin ön plana çıkması gerektiğini aşılarız. Bir turnuva bittiğinde kaybedenin olmadığını, bunun bir spor olduğunu telkin ederek onlara güzel ahlâkla spor yapılması gerektiğini vurgularız. Bunların haricinde zekâ oyunları, STEM gibi öğrencilerin eğlenirken kendilerini geliştirecekleri faaliyetlere de önem veriyoruz.
Kurs süresince teknoloji bağımlılığı ile nasıl mücadele ediyorsunuz?
Bir öğrencinin kursu tercih etmesinin en büyük etkenlerinden biri bu sosyal faaliyetler. Bu faaliyetler, kursa devam eden öğrencilerin teknoloji vb. bağımlılıklardan uzaklaşmasına vesile olduğu gibi içine kapanık öğrenciler için de çok güzel bir sosyalleşme ortamı oluşturuyor. Bunun gibi örneklerle çok karşılaşıyoruz. Öğrenci içine kapanıklığını, asosyalliğini okulda bile atamazken yaz kurslarının o bereketli ortamında kısa sürede atıp potansiyelini ortaya çıkarabiliyor.
Kurslarda karşılaştığınız sorunlar var mı?
Kurslarda bizi üzen önemli bir mesele, öğrencinin daha önce Kur’an okumayı öğrendiği halde unutmuş olarak kursa gelmesidir. Dolayısıyla bu öğrenci tekrar “Elif-ba”dan başlıyor. Bu ciddi bir sorun. Öğrenci yazın kursa devam edip namaza başlamış, Kur’an’a geçmiş ancak kışın devam etmeyip bırakmış. Bunun değişik sebepleri de var tabi ki. Ama en önemlisi ortam. Neticede “Kişi arkadaşının dini üzeredir.” Bunun bir sonucu olarak yazın iyiliğe adım atmış öğrenci kışın ortamı değiştiği için bu iyiliklerden uzaklaşmaya başlıyor. Bu yüzden öğrencilerin onları iyiliğe götürecek arkadaşlarla sürekli birlikte olması önemli. Yine bir başka sorun da öğrencilerin sure ezberinde… Veliler bu konuda çok istekli ve aceleci davranıyorlar. Gençler de latin harflerinden hızlıca ezber yapmaya başlıyorlar. Veliler memnun oluyor belki ama yanlış ezberin düzeltilmesi zor olduğu için bizler pek de memnun olamıyoruz bu durumdan. Bu yüzden ezberlerin geç de olsa doğru olması önemli bir nokta.
Kursların sonunda nasıl neticeler alınıyor?
Her kursun sonu kendi içinde ayrı bir hüznü barındırır aslında. Biz bu hissiyatı doğrudan alamayız. Ancak kursun güzel ortamını benimsemiş bir öğrenci gerçekten üzülüyor sonunda. Tecrübelerimize dayanarak şunu da söylemekte fayda görüyoruz:Kurşun bitişine en çok üzülenler başlangıçta kursu sevemeyip gelmek istemeyen gençler oluyor. Bunları görünce ailelerin ısrarından duyduğumuz memnuniyeti gizleyemiyoruz. Zaten veliler bu sürecin en kazançlı tarafıdır diyebiliriz. Çünkü evlatları hayırlı şeyler öğrenmiştir. Bu bir anne-baba için paha biçilemez bir duygudur. Bir örnek vereyim:Bir gün bir veli geldi ve “Oğlum kursa geldiğinden beri çok memnunum, daha önce bana pek saygılı davranmazdı ama artık ben girince uzanıyor ise toparlanıyor; kendisi gelince selam veriyor ve bize güzel davranıyor” dedi. Yine bir başka veli “Birlikte evde cemaatle namaz kılıyoruz, o müezzin oluyor ben imam. Çok güzel bir duygu” dedi. Bunun gibi o kadar çok yaşanmış örnek var ki… Başta dediğimiz gibi yaz kursları öğrencilerin iyilik kapısından girmesini sağlıyor. Gönül dünyalarına dokunuyor. Bu dokunuş aileye ve çevreye de etki ediyor. Bu vesilelerle namaza başlayan, hayatı değişmiş nice anne-baba var.
Bu kurslardan sonra öğrencilerle irtibatınız kesiliyor mu?
Aslında meselenin kilit noktası burası. Biz istiyoruz ki din eğitimi sadece yaz kursları ile sınırlı kalmasın. Bunun için de eğitim dönemi boyunca gençlik kulüplerimizde robotik, izcilik, zekâ oyunları, atölye çalışmaları gibi tematik çalışmaların yanı sıra inanç ve ahlâk eğitimi de devam ediyor. Yine çözüm ortağı derneklerimizde hafta sonu kurslarımız var. Bu kurslar da aynen yaz kurslarında olduğu gibi eğitim ve faaliyetlerine devam ediyor. Dolayısıyla öğrenci ile irtibatımız kesilmiyor. Yine bu öğrenciler bizimle irtibata devam ederek lise yapılanmamız olan Semerkand Gençlik faaliyetlerine de katılıyorlar.
Yaz kurslarıyla ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?
Çok var. Dediğim gibi öğrencinin gönül dünyasında değişmeler oluyor kurslarda ve siz buna açıktan tanık olan kişi oluyorsunuz. Müsaadenizle bir anımdan bahsetmek istiyorum. Kayıt sırasında annesine zorluk çıkarıp huysuzluk eden bir öğrencimiz vardı. Bu öğrenci kursa gelmek istemiyordu. Kurs sonunda izcilik kampı olması onun kısmen de olsa ikna olmasına sebep oldu. Kursa devam etti ve takip ettiğimiz kadarıyla annesine davranışlarında ciddi bir değişme olmadı. Kurs bitti ve izcilik kampına gittik. Orada da çok eğlendiler ancak dönüşte kurduğu cümleyi hiç unutmuyorum:“Eve gidince ilk işim annemin ayaklarından öpeceğim.” Bu, kampın zorluğu ile ilgili bir durum değildi. Zaten yaz kampları tatil gibi eğlencelidir ve izciliği sevdirme amaçlı olur. Bu tamamen onun annesinin kıymetini ilk defa fark etmiş olması ile alakalıydı.
Yaz kurslarını izcilik kampları ile bitirdiğinizden bahsettiniz. Bu kampları biraz anlatır mısınız?
İzcilik, gençlik kulüplerimizin yaz-kış vazgeçilmez bir faaliyetidir. Bizim bütün kulüplerimiz izcilik tescillidir ve aktif olarak izcilik yaparlar. İzcilik, öğrencilerin az da olsa şehirden uzaklaşıp doğayla tanışmasıdır aslında. Bunu bir metot çerçevesinde eğlenceli ve faydalı etkinlikler ile yaparız. Öğrenci çadırda kalır, sabah teftişten önce çadırını düzenler, arkadaşları ile tam bir oba ruhu çerçevesinde hareket eder, geceleri nöbet tutar, arkadaşlarından ayrı yemek yemez… Bu liste uzar gider. Bir haftada belki de bir yılda zor vereceğiniz eğitimi öğrenciye sevdirerek verebilirsiniz. İzcilik, öğrencilerin en sevdiği faaliyetlerdendir. Aile için de ayrıca bir deneyimdir. İzcilik yapmış öğrenciler özgüveni yüksek, kriz durumlarında hızlı çözüm üreten, grup çalışmasını ön planda tutan, bireysel egolardan uzak ve en önemlisi de izcilik andında dediği gibi Allah’a ve vatanına karşı görevlerini yerine getiren, bedence sağlam, fikirce uyanık gençler olurlar.
Peki, bu sene bu kurslara katılmak isteyenlerin nereden ve nasıl başvuru yapmaları gerekiyor?
Anne-babalar kurslarımıza başvuru için www.genclikkulupleri.com/nerelerdeyiz ve www.kizgenclikkulupleri.com/nerelerdeyiz adreslerinden en yakın gençlik kulübüne müracaat edebilirler. Ayrıca bilgi@genckon.org adresinden de bilgi alabilirler.
Son olarak eklemek istediğiniz, genç okurlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Yaz kurslarının bu yıl da binlerce öğrencinin gönül dünyasında iyiliğe kapılar aralamasını diliyoruz. Yaz kursları iyilik için önemli bir kapı. Ancak bunun devamı tamamen kişinin kendi elinde. Biz yaz kurslarının sonunda öğrencilerimize şunu diyoruz:“Her gün bir ayet dahi olsa Kur’an-ı Kerim’i açıp okuyun.” Bu bir ayet az değildir. Bilakis Peygamber Efendimiz’in de buyurduğu üzere “Amelin az da olsa devamlı olanı kıymetlidir.” Burada anne-babalara da önemli bir hatırlatma yapmak isteriz, evladınızın çok Kur’an okumasından ziyade az da olsa devamlı olarak Kur’an okumasını isteyin. Son olarak yaz kurslarımızı ve faaliyetlerimizi anlatmamız için bize bu fırsatı tanıyan Genç Okur ailesine de özellikle teşekkür ediyoruz.